Düşündüğümüzde biliriz ki, hepimiz bu dünyaya yalnız olarak geldik. Hatta ikiz, üçüz bile olsak doğarken, hayat içinde yine de yalnız yol almak durumunda kaldık. Doğduğumuz andan itibaren, yanımızda her zaman birileri vardı. Doktorundan hemşiresine, anneden anneanneye, babaya vs. hiç yalnız olmadık görünürde. Ancak büyüdükçe, etrafımız kalabalıklaştıkça, yalnızlığımızın azalması gerekirken, daha da bir yalnızlaştık. Tek başımıza kalıverdik koskoca dünyada…
Anlaşmazlıklar, fikir ayrılıkları ve bunun gibi nedenlerle, gerek ailemizle gerekse de arkadaşlarımızla aramızda mesafeler oluşmaya başladı. Kalabalıklar arasında bile yalnız hissettik kendimizi. Bazen kendimizle baş başa kalmak isteyip, kendimizden bile sıkılır olduk sonra… Kendimizden de başka kaçıp gidilecek yer yoksa ve kendimizden bile sıkılır olmuşsak ne olacak peki durumda? Hayatımız çelişkilerle dolu gerçekten… Hayatın anlamlı olduğunu hissetmek için başka bir şeylere ihtiyacımız var sanki… Çünkü koskocaman bir boşluk var içimizde… İçsel olarak varlığımıza değer katmaya… Kendi varlığımızı düşünmekten çıkıp, diğer herkesi düşünmeye başlayabilirsek, onların varlığının değerli olmasıyla ilgilenebilirsek eğer, bizim varlığımızda değerle dolmaya başlar. Doğada yaşayan herkese, her şeye onların gözünden bakmayı öğrenmeye başlamalıyız. Diğerlerine verdikçe çoğalır insan. En basit örnek; sevdiğimz bir hayvana yemek verdiğimizde ve onun karnı doyduğunda sanki biz doymuş gibi oluruz. Küçük bir çocukla onun yaşındaymış gibi oynadığımızda, gözlerinin içi güldüğünde ve mutluluğu bize yansıdığında bizde sevinç ve mutlulukla dolmuyor muyuz? Bu hep böyledir… İşte böyle, bu şekilde, içimizdeki boşluk ve yalnızlık hissini giderebiliriz. Sevgimizi vererek, paylaşarak, aktararak, diğer insanları mutlu ettikçe, kendimizi onların içine dahil ederiz ve onlarla bütünleşiriz. Tüm insanlar da birbirine aynı şekilde davranırsa, yine yalnız, boş ve anlamsız hisseder miyiz kendimizi? Tabi ki hissetmeyiz çünkü bütün olduğumuzu fark etmiş oluruz. Bu bütünlük duygusuyla, hareketlerimizi düzenlersek, birbirimizin mutluluğu için sevgi ve birlik duygusuyla davranırsak, tüm insanlar içlerindeki boşluğu, mutlulukla, sevgiyle, huzurla doldurabilir ve böylece hiç kimse kendini kalabalıklar içinde, kendiyle baş başayken bile yalnız hissetmez. Çünkü tüm verdikleri ona fazlasıyla geri dönmüştür ve bütünlük duygusuyla var olmaktadır.
Çaba ile bütünleşmek ve varlığımıza anlam katmak dileğiyle…