İklim krizi tırmanırken uzmanlar geri dönüşü olmayan noktaya ne kadar yakın olduğumuza dair ciddi şekilde kafa yoruyorlar. CBS News, 26 Nisan’da bir rapor yayınladı. Raporda iklim krizinde küresel bir lider olan Prof. Timothy Lenton’ın şu ifadeleri dikkat çekiciydi: “Batı Antarktika buz tabakası, devrilme noktasını çoktan geçmiş olabilir.”
Değişiklikler beklenenden daha hızlı gerçekleşiyor. Şu anki riskli durumların gerçekleşmesi on yıl önce çok uzak ihtimal olarak görünüyordu. Ama şimdi çok daha olası ve daha acil görünüyor. Lenton, “Bu yüzden tehlikeye dikkat çekiyoruz.” dedi. “Sadece on yıl içinde risk seviyesi belirgin bir şekilde yükseldi.
Dünya yaklaşık 4,5 milyar yıldır varlığını sürdürmekte ve Dünya üzerindeki yaşam, Dünya’nın oluşmasından birkaç yüz milyon yıl sonra başlamıştır. Atomlardan moleküllere, moleküllerden tek hücreli yaratıklara ve tek hücreli yaratıklardan Dünya’daki suda, karada ve gökyüzünde sayısız yaşam biçimine evrimleşti. Sonunda, son birkaç yüz bin yılda insanlık ortaya çıktı. Yavaş yavaş, gezegenin yöneticileri haline geldik; toprağını, florasını ve faunasını sömürerek havayı, toprağı ve suyu kirletiyor; güç ve zenginlik kazanmak için elimizden geldiğince hızlı bir şekilde Dünya’nın kaynaklarını tüketiyoruz.
Bu yüzden mi buradayız, tüm bu zararı vermek için mi? Belki de cevabı bilseydik, her saniye gezegene verdiğimiz bu akıl almaz zararı vermezdik. Bu nedenle, burada olma amacımız, cevaplamamız gereken anahtar sorudur. Eğer cevabını bilirsek tüm sorunlarımızı çözer ve gezegeni kurtarırız.
Geride bıraktığımız onlarca yıl boyunca, emisyonları, kirliliği azaltmak ve gezegeni sömürmemizi hafifletmek için sayısız taktik ve girişim denedik. Hiçbiri işe yaramadı. Dahası, sadece gezegenimizi değil, gezegendeki tüm yaşamı sömürüyoruz ve birbirimizi sömürüyoruz.
Bizi karakterize eden “başkalarına kötü muamelenin” her alanda olduğunu görebiliriz. Bu da sorunun, örneğin yenilenebilir enerjiye geçmekten veya ormansızlaşmayı engellemekten çok daha sistematik ve köklü olduğu anlamına geliyor.
Tüm sıkıntılarımıza neden olan temel sorun biziz. Bu gezegendeki diğer varlıkların aksine, birbirimize, tüm canlılara ve yuva dediğimiz gezegene karşı sömürücüyüz, kaba ve tacizciyiz. Aslında o kadar kalpsiziz ki yaptıklarımızın, çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğini mahvedeceğini bilsek bile açgözlülüğümüzü engelleyemiyoruz. Yaşayacak bir ev yerine, onlara gezegen büyüklüğünde bir çöp yığını veriyoruz. Hangi iyi ebeveyn bunu yapar? Elbette hiçbiri, ama biz iyi ebeveynler değiliz.
Yine de her şey bitmiş değil. Koronavirüs salgınının başlangıcında neredeyse tüm dünyada empoze edilen ilk kapanmada, Dünya’nın düşündüğümüzden çok daha güçlü olduğu ve uzun süreli insan sömürüsünden bile kurtulabileceği kanıtlandı. Bu nedenle, tek sorunumuz olan insan doğasını çözersek, doğanın geri kalanı hızla iyileşecek ve gezegensel denge yeniden sağlanacaktır.
Bir kez sosyal çevremizi dost canlısı ve saygılı hale getirdiğimizde, kendi doğamız dost canlısı ve saygılı hale gelecektir. Dostça ve saygılı olduğumuzda, sömürücü olmayı bırakacağız. Sömürüden vazgeçtiğimizde, birbirimizi, diğer canlıları ve bir bütün olarak gezegeni kötüye kullanmayı bırakacağız. Görünen o ki kendimizi ve gezegenimizi kurtarmak için tek odak noktamızın sosyal çevremizi düşmanca olmaktan dostça olmaya, istismarcı olmaktan saygılı olmaya dönüştürmek olmalıdır. Diğer her şey hızla takip edecektir.
Dahası, içsel doğamızın kodunu dönüştürmek, bize şu anda tasavvur edemediğimiz âlemleri ifşa edecektir. Sadece kendimize konsantre olduğumuz sürece, gördüğümüz tek şey kendimiziz. Ancak burada bulunmamızın amacı, kendimizin çok ötesinde büyümek, tüm gerçekliği kavramak, neden var olduğumuzu, neden yaşam ve ölüm, yaratılış ve yıkım olduğunu ve her şeyin nasıl birbirine bağlı olduğunu en derin düzeyde anlamaktır. Sadece birbirimizi düşünmeye başlarsak kendimizi düşünmeyi bırakırız ve ancak kendimizi düşünmeyi bırakırsak çevremizdeki dünyayı gerçekte olduğu gibi algılamaya başlayabiliriz. Bu yüzden hayatlarımızı, gezegenin refahını ve hatta mutluluğumuzu güvence altına almak için sormamız gereken tek soru: “Neden buradayız?”