İnsanoğlu topluluklar halinde yaşamaya başladığından beri, toplumdaki her bir bireyin eyleminin toplum içinde bulunan diğer bireyleri de etkilediği bilinmektedir. Çünkü belli bir hareket içerisinde olan bireyin bu hareketi sosyal sonuçlara ve sorumluluklara neden olmuş, bireye ait bu eylemler hem kendisini hem de etkileşim içinde olduğu toplumu bağlamıştır. Böylece bireyimiz dışlanmamak ve kendisi de zarar görmemek adına topluluğa zarar verecek hareketler yapmaktan kaçınmış ve böylece herkes birbirini kollamak durumunda kalmıştır. Yani, ‘’karşılıklı sorumluluk’’ içerisinde hareket edilmiştir.
Fakat zamanla toplumların her alanda daha çok gelişmeye başlaması ile, özellikle ekonomik yapılanmalarda birey ön plana çıkmaya başlamıştır.
Bireyin egoistik olarak öne çıkışı, üretim araçlarına bireylerin sahip olmasını beraberinde getirmiş, bireyin üretim araçlarına sahip olmasının verdiği fazla para ve güç de gezegen üzerinde çıkarcı-rekabetçi-egoist ekonomik modelin ortaya çıkmasına yol açmıştır.
Bu ekonomik model küresel bazda tüm toplumların özellikle sosyal yapısında değişiklikler meydana getirmiştir. Tüm toplumlar karşılıklı sorumluluk ve bağdan uzaklaşarak kendilerini sadece ekonomik değil siyasal ve sosyal olarak da bu modele uygun şekilde dizayn etmiştir. Görüyoruz ki 21 yy. itibari ile egoizmin hat safhasına gelmiş bireylerin öncülüğünde gelişen sosyal, siyasal ve ekonomik yapılanma, toplumun ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalmaya başladı. Hem bireyler hem de toplumlar tatmin edilemez durumdalar. Hatta son yıllarda sık sık gördüğümüz krizler birçok alanda kalıcı hale de gelmiştir. Şimdilerde salgından sonra milyonlarca insanın işini kaybedeceği öngörülüyor ve insanlar da doğal olarak yarın için endişe duyuyorlar. Bu durum bize eski ekonomimizi sorgulama ve değerlendirme fırsatı tanımaktadır. Evlerimizde olduğumuz ve tüm fiziki ilişkilerimizin kısıtlandığı şu günlerde hep beraber yeni ekonomik modelimizi planlama fırsatımız var.
Yeni ekonomiyi, integral (bütünleşik , birbirine bağlı) olarak ele alıp, karşılıklı sorumluluk, garantörlük ve dengeli tüketime dayanacak ayrıca da bütüne hizmet edecek şekilde planlayabiliriz.