Teknolojinin gelişimi, yaşadığımız çevreden uzaklaşıp bireysel hayatlar kurabilmemiz için bize cesaret verdi.
Yalnız yaşayan insan sayısı gelişmiş toplumlarda hızla çoğaldı. Evlilikler kısa ömürlü olmaya ve sayısal olarak azalmaya basladı.
Uçaklar bizleri en uzak noktalara taşıdıkça ve telefonlar görüntülü konuşma imkanı verdikçe, aramızdaki mesafeler umursanmaz oldu. Bağlarımız zayıfladığı gibi bu zayıflığı da hissedemez olduk.
Hayatımıza giren bir virüs dolayısıyla birçok temel alışkanlığımızın geride kaldığı şu dönemde, elimizde kalanların kalıcılığına duyduğumuz güven sarsılıyor.
Hep uçabileceğini sandığımız uçaklar artık uçamıyor, istediğimiz zaman gidip görebiliriz dediğimiz sahile bile özgürce yürünemiyor..
Peki ya bir gün kesilmez sandığımız internetimiz ve hatta elektriğimiz de kesilirse ne olur?
Kendimizi nasıl hissederiz?
Önceden olmasa da olur dediğimiz nelere ihtiyaç duyar, hayati önemde gördüğümüz ne’lerin aslında önemsiz olduğunu algılarız?
Sevgili dostlarım, doğanın bizi dengeye getirmeye calıştığı ve aşırılıklarımızı törpülediği bu dönemi anlamaya ve ona hak vermeye çalışmak, yapabileceğimiz en anlamlı çalışma şekli gibi görünmekte.
Tüm güzellikler sizlerle olsun.
Bir Aşk Hikayesi
- 24 Eylül 2022·
Bilmiyordu bu duygu nasıl gelip içine yerleşmişti oysa herkes gibi yaşayıp gidecekti. Nereden çıktı şimdi bu aşk hikayesi diye sordu kendine. Ateş böceği kimdi Neydi bu duygu içini kemiren Nereden çıkmıştı Şimdi kime anlatacaktı derdini Nasıl anlatılırdı bilinmeyen Anlatmasa da delirecekti Neden bu ışığa özlem “Oysa karanlıktı onları…