Bütün bir köy halkı oturmuş konuşuyordu. Köylerinin geleceği için bu suya mutlaka ulaşmalıydılar yoksa bu dünya da denilen köylerinde yaşama şansları yoktu. Yukarıdan verilen, rahmet de dedikleri yağmur suyu ile yaşamlarını sürdürme şansları kalmamıştı. Hem köyün nüfusu çok artmış hem de yağmurlar artık eskisi kadar yağmaz olmuştu. Artık tek bir çareleri vardı: Suyun kaynağına ulaşmak. Bunun için bir kuyu kazmaları gerekiyordu ve bunda hemen hemfikir oldular, başka bir çareleri de yoktu.
Kuyunun kazılacağı yere sadece köyün erkekleri geldiler ama köyde kalan kadınların evde işlerini yaparken kendi aralarında konuşurken bile tek bir dilekleri vardı: Suyun çıkması! Köyün çocukları bile artık bu “kuyu kazıp suya ulaşma” oyununu oynar olmuşlardı. Tüm köyün tek bir derdi vardı artık: Suya ulaşmak!