Sevgi, bizi bir arada tutan balyanın ipleri gibidir. Bu ipler vasıtasıyla kuvvetli şekilde ve sıkı sıkıya birbirimize bağlanırız. Arzularımız, kendimize dair planlarımız tek başına rüzgarda savrulan bir saman tanesi gibi değersizdir. Sadece onları belli bir şekilde toparlayarak bir araya getirebilirsek anlam ifade ederler. Yoksa içimizde birden bire uyanan, herhangi bir isteğin peşine takılıp gidersek, sonunda sadece boş bir yorgunluk elde ederiz.
Sonuçlarına bakarsak, görünüşte değersiz bir takım arzulara sahibiz. Ama aslında bunlar bizim iyi bir hayatı birlikte inşa etmemiz için doğanın bize verdiği basit ama kullanışlı malzemelerdir. Tek başına anlam ifade etmezler ancak birleşerek bir bütün oluşturduklarında işlev görürler. Vücudumuzdaki her bir hücre gibi… Onlarda tek başlarına bir hayatı organize edemezler ancak birbirleriyle uyumlu bir ilişki vasıtasıyla bir yaşam inşa ederler. Hepimiz içimizde toz taneleri, saman taneleri ya da atom taneleri gibi küçük parçalardan oluşan kişisel bir takım özelliklere sahibiz. Bunlar tek başlarına potansiyellerini faydalı şekilde ortaya çıkaramazlar. Ancak daha üst bir bilince birlikte ulaşabilirsek, başkalarına yönelik bu özelliklerimizi tüm potansiyelleriyle açığa çıkartabiliriz. Doğru bağlantıları sağlamak hayatımızı kolay şekilde, dengeli bir sisteme çevirmemizi de sağlayacaktır. Güzel sonuçlar elde etmemiz diğerlerinin arzu ve isteklerine kendimizinkiler kadar eşit derecede önem vermemize bağlıdır. Öncelikle, hayata bireysel olarak yönelttiğimiz talebe dönüşen düşüncelerimizi diğerleriyle ortak bir alanda birbirimize önem vererek, bir araya getirmeyi kabul etmeliyiz. Sonrasında bunları belli bir yoğunlukta şekle sokmaya, sınırlarını çizmeye ve en son da dağılmaması için birlik düşüncesiyle bir araya getirdiğimiz bütün arzularımızı sevgi anlayışının ipiyle bağlarız. Bu, bize güven veren bir destek oluşturur. Böylece küçük ve yararsız arzularımızdan, büyük ve işlevsel arzulara geçiş yapmaya başlarız.