Yeni yetişmekte olan meraklı küçük yıldız, bilge yıldızla birlikte yeryüzünü seyretmekteydi. Ertesi günün güzel olacağını müjdeleyen bulutsuz bir geceydi. Küçük yıldızın gözü yeryüzünden gelen ışıklara takılmıştı. Nasıl da ışıl ışıldılar… En az kendileri kadar parlaktılar.
Küçük yıldız daha fazla dayanamayıp bilge yıldıza sordu;
-Bilge yıldız, şu aşağıdaki ışıklar nedir? Ne kadar da güzel görünüyorlar… Hele şuradakine bak bir, nedir o?
Bilge yıldız gülümseyerek;
-O bir insandır, dedi küçük yıldıza. Ama farklıdır diğerlerinden. Kalbinde sevgi denen ahenkli bir ırmak akmaktadır. Her şeye, herkese sevecenlikle, merhametle, saygıyla yaklaşan ve bunun ışığını ta bizlere ulaştıran biridir. Yüreği parlamaktadır.
-Peki, dedi küçük yıldız, şuradaki ışık nedir?
-O bir sanatçıdır. Çok güzel resimler yapar. Her şeyi, doğayı, zamanı, duyguları, hatta seni bile çizebilir elleriyle. Ve bunu içinden gelerek coşkuyla yapar. Yeteneği parlamaktadır.
Küçük yıldız parmağını bir başkasına uzattı:
-Bu ışık ne?
-O gece gündüz demeden çoluğunu çocuğunu geçindirmek için çalışan, evine haram lokma sokmayan bir babadır. Alnındaki terler parlamaktadır.
-Peki ya oradaki?
-O ise insanoğlunu yaptığı yanlışlardan kurtarmak için düşünen, daha ileriye gitmeleri için araştıran, soran, sorgulayan, tartışan bir aydındır. Düşünceleri parlamaktadır.
-Bilge yıldız neden bu kadar az sayıda bunlar peki? Bildiğim kadarıyla yeryüzünde çok sayıda insan var?
Bilge yıldız derin bir nefes aldı, diyecek ne vardı ki? Pek çoğunun hırsının, şehvetinin, açgözlülüğünün kurbanı olduklarını, bu yüzden iyi şeylere ayıracak vakitlerinin kalmadığını, insan olma erdeminden çıkarak robotlaşmış varlıklara dönüştüklerini mi anlatacaktı? Yoo, küçük yıldıza bunları anlatamazdı. Susmayı tercih ederek başını öne eğdi.
-Onların ışıkları da bir gün söner mi? Diğerleri gibi karanlıklara boğulurlar mı?, diye sordu küçük yıldız.-Hayır, diye yanıtladı bilge, Onlardan birinin yeryüzündeki vakti sona erdiğinde aramıza bir yıldız daha eklenir. Daha önceden yeryüzünden gökyüzüne ulaşan ışıkları bu kez gökyüzünden yeryüzüne ulaşır. Çünkü ışıklarıyla yaşayanlar asla yok olmazlar. Ya yeryüzünden gökyüzüne ya da gökyüzünden yeryüzüne ışık saçarlar. Bedenleri fanidir ama ruhları ölümsüzdür.