Yangınlar, depremler, seller, salgın hastalıklar, kuraklık…
Tüm problemler aramızdaki bağın giderek yozlaşması ve bencilliğimizle doğadan yediğimiz doğal darbelerle verilen bir mesaj, bir uyarı gibi. Şimdi buna kulak vermenin tam zamanı. Yani acilen şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekiyor. Artık ‘ben’i bırakıp ‘biz’ demenin vakti geldi de geçiyor.
Öncelikle tüm insanlık, bilinçsizce kendini her şeyin üzerinde, bireysel ve benmerkezci bir yaşantıda görmekten vazgeçip realitenin tamamıyla bütün olduğu ve diğerlerine göbekten bağlı olduğu gerçeğini görmeye gelmelidir.
Dolayısıyla bizler tek bir beden gibi hareket etmeli, bu düşünceyi kendimizden uzak görmemeliyiz. Doğayı, yaşamı doğru bir şekilde gözlemlersek bize bir bütün içinde yaşayabilme koşulunun, aslında doğuştan içimizde var olduğunu gösterecek birçok örneği fark etmek mümkündür.
İşe ilk olarak birbirimizi yargılayıp eleştirmekten vazgeçip, dinleyip anlamaya çalışarak başlayabiliriz. Birbirimizi nasıl sevebileceğimizi düşünerek aramızda sevgi bağlarını inşa etmenin çabası içine girebiliriz. Bu şekilde kuracağımız doğru ilişkilerle doğa bize kısa zamanda nasıl bütün bir sistemin içinde olduğumuzun farkına varacak fırsatı verecektir. Dolayısıyla hemen silkelenmemiz ve bu derin uyku halinden uyanmamız gerekiyor.
Son zamanlarda yaşanan doğal felaketler bizleri derinden üzüyor olmasına rağmen, çoğumuza uzak yerlerde meydana gelen olaylarmış hissi verebilir. Fakat takdir edersiniz ki bu doğal felaketler bizi kendi coğrafyamızda, başka formlarda etkileyebilir.
Bu sebeple dünyanın neresinde olursak olalım, şüphesiz bu darbeler orada da gelip bizi bulacaktır. Zira yazının başında belirttiğim gibi, hepimiz birbirimize göbekten bağlıyız.
Dolayısıyla bizler, bütünlüğü arzulayan bu sistemle zıt koşullarda, bütünlükten uzak, egoist bir yaşam tarzının içinde bulunduğumuz müddetçe doğa bizleri yargılayacak ve ondan darbeler almaya devam edeceğiz.
Çünkü bu kanundur ve doğa kendini yenilerken zararlı gördüğünü yok etmekten çekinmez. Dengenin sağlanması için bu şarttır.
Sonuç olarak bizler aramızda egoizmin, yani tüm farklılıklarımızın üzerinde, sevgi ve saygıyı tekrar inşa etmeli ve birbirimizi düşünmeye gelmeliyiz.
Böylece kopmuş olduğumuz bu integral sistemin içindeki yerimizi tekrar alırız ve yaşanan tüm problemler, doğadan aldığımız tüm darbeler hızlı bir şekilde düzelerek sakinleşir. Yani ihtiyacımız olan şey, aramızda doğru bir şekilde tekrar bağ kurmaktır.
Bizler eksikliklerimizi görüp bunu bir ihtiyaca getirerek ve bağ kurmak için çabalayarak iyileşmeye doğru giderken doğa kendi ağacını dikecek, kendi suyunu getirecek güce zaten sahiptir.
Onun bizimle ne şekilde konuştuğunu görmeye ve duymaya ihtiyacımız var.
Artık uyanma vakti!