Kendimizi diğerlerinden daha zayıf, daha küçük, daha yavaş ve genellikle daha kötü hissettiğimiz zaman kıskançlık hissederiz. Tüketimci ve materyalist değerlerin sardığı bir toplumda, kıskançlık birbirimize karşı olumsuz bir rekabete sokar. Aynı şekilde kıskançlık, kendimizi başkalarından daha büyük, daha güçlü, daha hızlı ve genel olarak daha iyi göstermek için onları çiğnemeye hazır olmamıza da yol açar.
Kendimize, egomuza bir darbe olduğunu düşündüğümüzde kıskançlık hissederiz. Bizler, keyif veya haz almak için egoist arzulardan oluşuyoruz ve kıskançlık, başkalarının bizden daha çok keyif veya haz aldığını, bizimse hiç almadığımızı hissetmemize neden olur. Bu nedenle kıskançlık, kendimizi diğer insanların aldığı hazlardan yoksun hissetmemize neden olur ve onların sahip olduğu daha iyi sağlık, daha başarılı ilişkiler, daha fazla zenginlik, saygı, şöhret, güç veya bilgi vs. onları kendimizden daha üstün hissetmemize neden olur.
Ancak kıskançlık kendi içinde ve kendi başına kötü bir nitelik değildir. Kıskançlığın olumsuz mu olumlu mu olduğu, toplumun neye değer verdiğine bağlıdır.
Genelde kıskançlığı kötü olarak hissederiz çünkü toplumdaki egoist niteliklere değer veririz; yani toplumda “daha büyük, daha güçlü, daha hızlı ve daha iyi” olan, belirli bir maddi başarı düzeyine ulaşma yolunda rekabet edebilecek insanları ararız. Bunun yerine, toplumda pozitif sosyal bağı önde tutan değerler takdir edildiğinde toplumun üyeleri daha güvenli, daha mutlu ve kendinden emin bireyler olurlar. Böyle olduğunda da kıskançlık tersine döner ve olumlu bir nitelik haline gelir.
Başka bir deyişle, toplumu saran, öncelikle sosyal dayanışmayı ve birleşmeyi güçlendiren katkılara saygı duyan ve değer veren insanların olduğu, toplum yanlısı bir atmosfer olsaydı, o zaman daha fedakâr, ilgili, kibar ve sevgi dolu bir toplum inşa ederdik. Pozitif bağ kurmaya önem verdiğimizde kıskançlık, daha özgecil, ilgili, nazik ve sevecen olmak yönünde kendimizi değiştirmek istememize neden olurdu. Böylece kıskançlık yalnızca olumlu olmakla kalmaz, aynı zamanda insan toplumunu iyileştirmek için kendimizi daha iyiye dönüştürmede kilit bir faktör haline gelirdi.
Mevcut materyalist dünyamızda olduğu gibi her türlü manipülasyon, sömürü ve istismara yol açan kıskançlık yerine, toplum yanlısı niteliklere değer veren bir toplumda kıskançlık, birbirimizi daha destekleyici, teşvik edici olmamıza ve birbirimizi önemsememize yol açardı. Sağlıklı bir rekabet ortamı yaratacak, toplum üyelerini başkalarına ve topluma fayda sağlayarak kendilerini motive etmeye hizmet edecektir. Böyle bir toplum o zaman mutluluk ve refah seviyelerine doğru yol alacaktır.
Bu nedenle kıskançlık kendi içinde ve kendi başına kötü değildir. Kötü ya da iyi olması, toplumumuza nüfuz eden değerlere bağlıdır. Değerlerimizi egoist, bireyci ve materyalist değerlerden özgecil ve toplum yanlısı değerlere değiştirmeyi öğrenirsek, kıskançlığımız bu özelliklerin toplumda yaygınlaşmasına hizmet edecek ve bu da bizi daha mutlu, daha sağlıklı, daha güvenli ve daha kendinden emin insanlar yapacaktır.