Biz ebeveynler, içgüdüsel olarak çocuklarımızı çevredeki ve okuldaki kötü arkadaşlardan uzak durması için uyarırız. Çevrenin etkisinin farkındalığı, aile genlerimizden bize miras kalmıştır adeta.
Şimdi ise, çocuklarımızın doğru arkadaşlar ve çevre edinimi için uyarmamızın yeterli olmadığını ve bu farkındalığı genişletmek zorunda olduğumuzu anlamamız gerekmektedir. Hem kendimiz hem de çocuklarımız için yeni bir düşünce yapısını oluşturmak zorundayız. Karşılıklı sorumluluğun, ilginin, dayanışmanın önderlik ettiği, dostluğun ışık tuttuğu bir yapı kurmalıyız. Yaşamlarımızı ve çocuklarımızın yaşamlarını daha iyi yönde değiştirmek için, hayatımıza sokmak istediğimiz olumlu sosyal değerleri geliştirmeliyiz. Kendimizi, çocuklarımızı ve toplumu karşılıklı sorumluluk, birlik ve bağlılık bilincine doğru eğitmeliyiz.
Bu amacı gerçekleştirmek için de yeni eğitim araçlarını devreye sokmalıyız. Tek yapmamız gereken, kullanmakta olduğumuz araçları; -medya, internet, eğitim sistemi, sosyal ve aile bağları- değiştirmek, ayrılık ve yabancılaşmanın yerine, karşılıklı sorumluluk ve dostluk değerlerini aşılamaktır.
Birlik, dostluk, hepsinden önemlisi karşılıklı sorumluluk değerlerini onlara aşılamak ve hediyemiz olarak bunu toplumumuza ve dünyaya sunmayı görev edinmeliyiz. Yaşadığımız salgınları, krizleri göz önüne alırsak, bugün tüm dünyanın ihtiyacı olan şeyin bu nitelik olduğunu hissedebiliriz. Bunu içimizde büyütmeye ve dünyaya iletmeye mecburuz. Hem bizim hem de çocuklarımızın güzel bir geleceği için, iyi şeylere sebep olacak bir çevre inşa etmek özgürlüğüne sahibiz.