Duyu organlarımız bizi hayata, dış dünyaya bağlayan iletişim kurma imkanı sağlayan sistemlerdir. Ve canlıların dünyası algıladıkları kadardır.
Şöyle bir hikaye vardır; bir cevizin içinde yumurtadan çıkan kurt, bütün dünyasının doğmuş olduğu ceviz gibi karanlık ve küçük olduğunu düşünür. Ancak cevizin kabuğunu kırıp dışarı çıktığında şaşkınlıkla şöyle söyler: “Tüm dünyayı içinde doğduğum cevizin büyüklüğü kadar sanıyordum ve şimdi önümde kocaman, çok güzel ve şaşırtıcı bir dünya görüyorum” der.
Gözlerin ışığı beyne gönderilen elektrik sinyallerine dönüştürdüğünü, beynin bu sinyalleri görüntüye dönüştürdüğünü biliyor muydunuz? Dışarda gördüğümüz renkli dünyanın aslında zifiri karanlık olan beynimizde oluştuğunu biliyor muydunuz? Renklerin aslında renk içermediğini, gözümüzün ters algıladığını beynin bunu düzelttiğini biliyor muydunuz? Cisme farklı açılardan bakan sağ ve sol gözden gelen farklı sinir iletilerinin birleşip beyinde yorumlanmasıyla bakılan cismin üç boyutlu (derinlikle) görüntüsünün oluşturulduğunu biliyor muydunuz?
Görebilmemiz için ortamda ışık bulunmalıdır. Başta güneş olmak üzere çeşitli kaynaklardan çıkan ışık, etrafımızdaki nesnelerin yüzeyinden farklı şiddet, biçim ve renklerde yansır. Kırmızı bir cisim yalnızca kırmızı dalga boyundaki ışın demetlerini geri yansıtır. Bu nedenle biz o cismi kırmızı olarak görürüz. Yeşil renkli bir yaprak güneşten gelen ve her renk dalga boyundaki ışık demetleri içinden yalnızca yeşil dalga boyunda olanları yansıtır ve böylece biz onu yeşil renkte algılarız. Saydam cisimleri örneğin camı renksiz algılarız çünkü bunlar ışığı hemen hemen hiç yansıtmazlar. Görme duyumuz cisimlerden yansıyan ışığın gözlerimizdeki duyu hücrelerini uyarması ve oluşan sinyallerin beynimizdeki görme merkezinde yorumlanmasından ibarettir.
Peki hayvanlarda da böyle mi? Bazı hayvanlar renk körü, bazıları çok zayıf, bazıları ise çok yetenekli bir göze sahiptir. Her canlıda duyular farklı şekilde geliştiğinden, insan ve hayvanların çevreyi algılamaları farklıdır.
Yunuslar Ve Yarasalar Doğal Radar Sistemi Kullanır: Yunuslar avlanmak, yönlerini bulmak için seslerinin etraftaki cisimlere çarpıp yansıması sonucu oluşan ekodan (sonar) yararlanırlar. Alman belgesel yapımcısı Jack Kassewits yunusların sonar ses kayıtlarının 3D şekiller üzerine yazılmasını sağladı. Bilim adamları yunusların sualtı dalgıcını nasıl gördüklerine dair görüntü kaydetmeyi başardı. Yunusların çıkardığı sesi izole edip nesneye çevirdiler. Sonuç olarak su altı dalgıcının oldukça bulanık ama tanımlanabilir bir görüntüsü oluştu.
Genelde geceleri uçan ve karanlıkta yaşayan yarasalar için bilimsel açıklama bulunmaktadır. İnsan kulağının duyamayacağı kadar yüksek frekanslı sürekli sesler çıkarırlar ve sesler yankı halinde yayılır. Ses dalgalarının cisimlere çarparak geri yansıması sonucunda çevrelerini kulakları ile görmüş olurlar. Bu şekilde duran veya hareket halinde olan cisimlerle arasındaki uzaklığı ayarlayabilirler. Ses dalgaları gözle görülmez ama duyulur. Hassas kulaklara sahip olan yarasalar oldukça muhteşemdir. Karıncaların yürüyüşlerini, sivrisineklerin sesini dahi duyarak onların varlığını sezebilirler. Sesin yankılanması sonucunda beyin ona göre görüntü oluşturur. Çoğu türün görme keskinliği zayıftır. Ancak bazı türler mor ötesini görebilir. (Mor ötesi 100 ila 400 nm arasındaki ışınımdır. İnsan gözü 400 ile 700 nm dalga boyları arasını görür. Mor ötesi ışınımı algılamaz.)
Köpek: Gözlerindeki sensörlerin devreye girmesiyle karanlıkta hareketi kolaylıkla algılarlar. Renkler arasında ayrım yapmaları zordur. Çimen rengi yeşil değil, koyu sarı görür. Kırmızı rengi kahverengiye yakın görür. Köpek de kedi gibi dünyayı soluk ya da flu görür.
Kedi: Kedi dahil gece avlanan birçok yırtıcı hayvanın göz bebeği dikey yarık biçimindedir ve görüşleri keskindir. Bu sayede avıyla arasındaki mesafeyi en doğru biçimde ölçebilir, avını yakalamak için ne kadar uzağa sıçraması gerektiğini hesaplayabilir. Kırmızı, mavi, yeşil renkleri görür. Ancak renkleri insana göre daha soluk görür.
Yılan: Karanlıkta görebilmelerini sağlayan ultraviyole ışık geçişine müsaade eden lenslere sahiptir. Isıya duyarlı gözleri ile zifiri karanlıkta bile avını bulabilir.
Kuş: Ultraviyole ışınlarının yanı sıra insanların göremedikleri renk tonlarını da görebilir.
Kelebek: Ultraviyole ışık dahil olmak üzere insanlardan daha fazla renk görebilir.
Sinek: Tek bir görüntü oluşturmak için birlikte çalışan binlerce küçük göze sahip. Ultraviyole ışınları görebilir.