Hiç dikkat ettiniz mi , genellikle muhabbet ederken söze ben diye başlarız. Genellikle mutsuz olduğumuz an’ları kendimize tekrar tekrar hatırlatır , neredeyse her zaman elimizde olandan fazlasını hak ettiğimizi ve bize yeterince verilmediğini düşünürüz. Bu yüzden de adalet kavramını didikler dururuz. Sanki dünya bizim etrafımızda dönüyor. Bir diğerine yer açmayacak şekilde organize olmuş esneklikten uzak ve sıkışmış varlıklarız çoğumuz. Mutluluğun formülünü arıyoruz. Çok güzel. Peki acaba odaklandığımız bu nokta ve getirdiği huzursuzluk, mutlu olabilmek için odağımızda bir değişiklik yapmamız gerektiğinin ip ucunu vermiyor mu sizce de…
Yaşadığımız dünya ve çevremiz bize türlü alternatifler üreten ve hastalandığımızdaysa bizlere doğru tanı koyup şifaya gelmemizi sağlayan pek çok olasılık sunuyor.
Bunların içerisinde ben öncelikle kendimi çok sevdiğimi biliyorum. Ve Dünya da benim etrafımda dönüyor sanki. Yaşam amacım hep mutluluk almak, her konuda doyum hissetmek ve özgür olmak değil mi? Acaba mutluluk , doyum ve özgürlük kelimelerinin neler ifade ettiğini biraz deşmek gerekmiyor mu? … Burası biraz karanlık ve sanki bu kavramlara bir ışık tutulması gerekiyor. Bana hiç ölmeyecekmişim gibi geliyor. Zaman sanki çok cömert davranıyor.. Hani kendimi çok seviyorum ya, tek istediğim şey de doyum ve aynı zamanda özgürüm.
Ancak şimdi bakış açımı yeniden değerlendirilmek üzere gönüllü bir şekilde masaya yatırıyor ve soruyorum : ‘’ Hayatımın anlamı ne? ‘’ Birbiri ardına elde edip edip kaybettiğim mutluluklar ve tüketim toplumunun bir ürünü olan ben.. Bir arzum doyurulup tatmin bittiğinde bir diğerine koşa koşa gitmiş olan , değişmekten ve büyümekten uzak , ezbere yaşayan bir figüran..
Anlaşılan bugüne kadar davrandığım gibi davranırsam bu üzgün loop’tan çıkamayacağım…
Değişmeyi istemek hem de bütün kalbinle istemek diye bir şey var ki işte bu ‘’insan’’ın eşik noktası. Eskiyi bırakıp yeniye yer açmak . Peki bu o kadar kolay mı?
Bugüne dek kendimi her konuda haklı görmüştüm ve öğrendiklerimi çok iyi anladığıma , diğerlerinin konuyu benim kadar iyi algılayamadığına inanmıştım. Şimdi birdenbire tek başıma nasıl değişebilirim ki?
Geçişler sıkıntılı gibi gelse de büyümemiz için gereklidir.Tıpkı evrimde ara türlerin olması gibi insanda da özgecilliğe giden yolda başlangıç biraz ağrılı sızılı , inişli çıkışlı olabilir. Bu çok doğaldır ve normal olandır. Değişim arzusuyla başımızı dönecek bir güneş ararken muhakkak ki bizim gibi bu yollardan geçmiş ve içlerindeki dirençleri ‘’bilip’’ karanlığı ışığa çevirmiş, erdemli ve tecrübeli eğitmenlere , kaynaklara ihtiyacımız var.
Ve ancak birlikte büyüyüp gelişebiliriz. Özellikle de kalbin anladığı şekilde karşılıklı değere dayanan ilişkinin doğasını çalışacaksak. Çünkü bir insanın kalbi en geniş duyguları bir başka insana karşı hisseder , eşyaya , kavramlara veya doğaya hissettiğinden çok daha gerçektir bu. İnsan insanla beslenir.Kimi zaman kişisel gelişim başlığı altında çeşitli eğitimlere dahil olsak dahi içimizdeki boşluk bir türlü dolmaz. Eğitimin üzerinden henüz bir kaç hafta bile geçmeden, aldığımız tadı yavaş yavaş yitiriveririz. Çünkü yalnızca haz odaklı çevrelerde olduğumuzda doğamız gerçekten büyümemize yardım etmez.
Sadece kendimizi kandırıp mutlu ve özgür olduğumuzu sanmakla zaman harcarız. Bu her zaman kendimize odaklıdır. Grubumuzdaki insanlar kendilerini nasıl hissediyorlar düşünmeyiz bile ve işimize bakarız. Alacağımızı alıp , yine bir süre sonra hazzı kaybolacak olan o geçici ve bencil hazinemize yeni bir şey eklemiş oluruz.
Oysa büyümeye sebep olan şey farklılıklar arasındaki uyumlu ilişkiden ortaya çıkan o ‘güç’tür. Nasıl ki doğada canlılığın en çeşitli olduğu yerler suyla toprağın birbirine değdiği o kenarlar ise biz de bizleri daha geniş bir bilinçle var edecek olan o besini alabilmek için, bizden farklı olan insanlar ile ‘’kenar etkisi’’ ne uygun biçimde, ahenkli bir temas içerisinde olmalıyız.
Eğer doğanın kanunları üzerinden bu anlayışta yaşamayı başarabilirsek , bulunduğumuz bu yeni düzlemde kalplerimiz açılacak , güven ve birliğin esas değer olduğu yeni dünyamız gülen yüzüyle ışıldayacaktır.