Kendimizi başkalarına yönelik akort ederek aramızdaki armoniyi açığa çıkarmalıyız.
Bizler insanoğlu olarak tıpkı ayarı bozuk bir müzik aleti gibiyiz. Aslında ortaya güzel şeyler çıkarılabilmesi için gereken her şeye sahibiz. Bunlar bize daha en başından doğa tarafından eksiksiz şekilde verildi. Ancak biz, dünyayı ve içindekileri olumlu yönde nasıl kullanacağımızı, kendimizi onlarla nasıl aynı frekansta eşitleyebileceğimizi göremiyoruz. Çünkü aramızdaki bütün ahenkli düzen bencil yaklaşımlarımızla altüst olmuş durumda. Eyleme döktüğümüz her davranıştan sonra yaşamlarımızda anlam veremediğimiz rahatsız edici bir tını duyuyor gibi oluyoruz. Bir şeylerin yolunda gitmediğini açık bir şekilde hissediyoruz. Ve artık bir noktadan sonra bu bizleri dayanılmaz şekilde etkiliyor. Sanki lütfen birisi şu bozuk sesi sustursun demekten kendimizi alamıyoruz.
Hepimiz biliriz ki rastgele çalınan hiçbir enstrüman yoktur. Bir müzik aletini yetkin şekilde kullanabilmek ancak yetkin bir eğitimle mümkün olabilir. Örneğin bir gitar görürüz ve sesi hoşumuza gider. İçimizde bu alete sahip olma ve güzel şarkılar oluşturma isteği uyanır. Ancak elimize aleti alır almaz güzel parçalar çıkarmayı ummak anlamsızdır. Çünkü bu çalışma ve çaba sarf etmeyi gerektirir. Aramızdaki bağları ve hayati ilişkileri öyle bir şekilde düzenleyebilmeliyiz ki bu her yönüyle dünyada olumlu sonuçlar getirsin. Bunun için eğitim almalıyız. Bizler yüzyıllar boyu insanlığın barışa ve kardeşliğe , sevgiye ve güvene olan özleminin şarkılarıyla dünya dolsun istedik ama bunun için uygulamaya soktuğumuz metotlar her şeyi daha da kötü hale getirdi. Karşı karşıya bulunduğumuz ve hissettiğimiz bütün problemler insanların birbirlerine ve çevresiyle olan bağların bozukluğundan ileri gelmektedir. Ve şimdi günümüzde hemen her insanın içsel olarak sahip olduğu ve hissettiği bu gerginlik, korku ve endişe aramızdaki bağların tamamen kopma noktasına gelmiş olmasındandır.
Israrla hep aynı yöne amaçsızca döndürdüğümüz akort vidaları, gitarın tellerini en gergin haline getirdi. Sahip olduğumuz ve içinde yaşadığımız bu hayat artık bize keyif vermekten çıktı ve o şimdi olumlu bir etkiyle birbirimize sevgi saygı ve iyilikle yaklaşacağımız zamanı bekliyor. Sadece hep birlikte anlamlı bir bütün oluşturduğumuzu anlamamız ve harekete geçmemiz gerekiyor. Birbirimize olan yaklaşımlarımızı doğru şekillerde yeniden restore edebildiğimizde ruhumuzun gıdası olan bu müziğin ahengini yakalayacak ve hayatlarımızdan hiç olmadığı kadar keyif almaya başlayacağız. Her birey müzik aletinin anlamlı bir parçası ve toplum da bu parçalardan oluşan müzik aletidir. Hiçbirimiz gereksiz değiliz ya da hiç kimse diğerinden daha değerli değil. Bunu git gide anlamaya başladığımız safha, hepimize etki eden ekonomik krizler, savaşlar, salgın ve hastalıklar kısacası tüm dünyayı saran kötü etkilerle kendini göstermektedir.
Tüm problemlerin bizim birbirimize karşı olan yanlış anlayışımız ve herkesi ve her şeyi çıkarımız kullanma eğilimimizden kaynaklandığını artık net şekilde tespit etmeliyiz. Kendi egoist doğamıza karşı birbirimize yönelik düzeltici yaklaşımlarımızı hayata geçirmeye hemfikir olmalıyız. Böylece sahip olduğumuz gerilmiş insanlık atmosferi yavaş yavaş yumuşayacak ve hepimizi saran sevgi ve barış atmosferi her birimiz tarafından git gide artan şekilde hissedilmeye başlayacaktır. Bu birimizin değil hepimizin kesin olarak kurtuluşunu ifade eder. Bütün bu olumlu davranışlarımızla iyi bir geleceği birlikte inşa ederiz ve bunun içerisinde mutlu şekilde uyumlu bir şekilde yaşarız. Bu bizim topyekûn ölüm ve hayat arasındaki seçimimizdir. Bizi kurtaracak çözüm, yönümüzü düşmanlıktan ayırıp iyi bir yaklaşımla dostluğa doğru çevirmektir.